İdari Gözetim Altındaki Kişiler için Haklar ve Prosedürler

Türkiye’de kalma hakkı bulunmayan ve sınır dışı edilecek kişiler belli durumlarda idari gözetim altına alınabilirler. Çeşitli nedenlerden ötürü idari gözetim altına alınmış olabilirsiniz. Mevcut yasal düzenlemelere göre eğer hakkınızda bir sınır dışı etme kararı alındıysa ve yetkililer sizin ülkeden çıkış işlemleriniz sürecinde kaçma ve kaybolma ihtimaliniz olduğunu değerlendiriyorlarsa, sınır dışı etme işlemlerinizi tamamlayabilmek için idari gözetim altına alınmanız yönünde karar verebilirler. Bunun dışında, Türkiye’ye giriş veya çıkış kurallarınız ihlal etmeniz, sahte ya da asılsız belge kullanmanız, kabul edilebilir bir mazeret olmaksızın Türkiye’den çıkmanız için tanınan sürede çıkış yapmamanız söz konusuysa, yine hakkınızda bir idari gözetim kararı alınabilir. Ayrıca, yetkililer sizin kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından bir tehdit oluşturduğunuzu değerlendiriyorlarsa idari gözetim altına alınmanız söz konusu olacaktır. Son olarak, uluslararası koruma başvuru sahipleri de bazı istisnai durumlarda idari gözetim altına alınabilirler.

Türkiye’de bulunan yabancılar çok farklı sebeplerle İdari gözetim altına alınabilmektedir. Bireysel durumunuzla ilgili hukuki danışmanlık almak için bir avukatla görüşmenizi öneririz. Eğer avukatlık ücretlerini karşılayacak durumunuz yoksa, bulunduğunuz ildeki baronun adli yardım bürosuyla irtibata geçebilirsiniz. Ayrıca, kurumumuz Mülteci Hakları Merkezi’nin 0507 218 62 85 numaralı İdari Gözetim Destek Hattı’nı arayarak hukuki bilgi ve destek alabilirsiniz.

Her ne sebeple idari gözetim altına alınmış olursanız olun, temel usul güvencelerinden yararlanma hakkınız bulunmaktadır. Bunların başında neden idari gözetim altında tutulduğunuzu bilmek ve hakkınızda alınan bu karara itiraz etmek gelmektedir.

Yetkili makamlar size hangi gerekçeyle idari gözetim altına alındığınızı anlayabileceğiniz bir dilde bildirmekle yükümlüdür. Bu bilgilendirme idari gözetim kararının ne tür sonuçları olacağını, bu karara nasıl itiraz edebileceğinizi ve idari gözetimin ne kadar sürebileceğini de içermelidir. Eğer bir avukatınız veya yasal temsilciniz varsa, bu bilgilendirmeler onlara da yapılır.

Hakkınızda verilen idari gözetim kararının devam ettirilmesinde bir zaruret olup olmadığı her ay düzenli olarak değerlendirilecektir. Gerek görülen hallerde bu değerlendirme bir aylık sürenin dolmasını beklemeden daha erken de yapılabilir. Bu değerlendirme sonucunda idari gözetim kararının süresi uzatılabilir, idari gözetim uygulamasına son verilebilir veya “idari gözetime alternatif yükümlülükler” adı verilen başka tedbirler uygulanabilir. Aylık değerlendirme sonucu alınacak kararın size anlayacağınız bir dilde iletilmesi gerekmektedir. İdari gözetimin süresine dair daha detaylı bilgilendirmeyi ilerleyen bölümlerde bulabilirsiniz.

İdari gözetim kararına karşı yargısal yolları kullanarak itirazda bulunma hakkınız da vardır. Bu konunun ayrıntılarını ilerleyen bölümlerde bulabilirsiniz.

Bütün bu temel güvencelere ek olarak, idari gözetim amacıyla tutulmakta olduğunuz geri gönderme merkezinde de yasalarla güvence altına alınmış haklarınız vardır. Bunların başında tutulduğunuz süre zarfında beslenme, acil ve temel sağlık hizmetlerinden faydalanma, gerekli durumlarda hastaneye sevk edilmeyi talep etme, telefona erişim, yaşınıza ve cinsiyetinize uygun bir kısımda barınma, kıymetli eşyalarınızı emanete verme ve psikolojik destek talep etme gibi hakları gelmektedir. Ayrıca arzu ettiğiniz takdirde vatandaşı olduğunuz ülkenin konsolosluk yetkilileriyle de görüşebilme imkanından yararlanabilirsiniz.

Geri gönderme merkezleri, Türkiye’de kalış hakkı bulunmayan ve ülkesine geri gönderilecek kişilerden haklarında idari gözetim kararı verilenlerin tutulduğu yerlerdir. Geri gönderme merkezleri, Türkiye’deki yabancılara dair yürütülen tüm iş ve işlemlerden sorumlu olan Göç İdaresi Başkanlığı tarafından işletilir. Göç İdaresi Başkanlığı’nın merkezi Ankara’da olup, bu kurum her ilde İl Göç İdaresi Müdürlüğü olarak adlandırılan il müdürlükleri vasıtasıyla faaliyetlerini yürütmektedir.

İdari gözetim altındayken hakkınızda alınan kararlar veya yapmak istediğiniz başvurularla ilgili tüm işlemleri kendiniz yürütebilirsiniz. İtiraz dilekçelerinizi mahkemeye iletilmek üzere yetkili makamlara veya memurlara sunabilirsiniz. Yasalar uyarınca makamların sunacağınız itiraz dilekçelerini derhâl yetkili mercilere ulaştırması gerekmektedir.

Ancak özellikle hakkınızda alınmış idari gözetim kararı veya sınır dışı etme kararı gibi kararlara itiraz etmenin yolu, yetkili mahkemelere başvuruda bulunarak dava açmaktır. Dava süreçleri karmaşık ve teknik hukuk bilgisi gerektirmektedir. İlaveten, mahkeme başvuruları Türkçe yapılmalıdır ve mahkemenin sizinle kuracağı bütün sözlü ve yazılı iletişim yine Türkçe olacaktır. Dolayısıyla, savunmanızı daha etkili bir şekilde sunabilmek ve herhangi bir hak kaybı yaşamamak için, bir avukat tarafından temsil edilmeniz sizin yararınıza olabilir.

Türkiye’de avukatlık hizmetlerinden yararlanma ihtiyacı olan ancak hem kendisinin hem de ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin avukatlık ücretini ve yargılama giderlerini karşılayamayan kişiler için adli yardım hizmetleri bulunmaktadır. İdari gözetim altında bulunan kişiler de adli yardım hizmetlerinden faydalanmak üzere başvuruda bulunabilirler.

Bu talebinizi bulunduğunuz il barosunun adli yardım bürosuna ulaşarak yapmanız gerekmektedir. Her adli yardım bürosunun başvuru alma usulü farklılık göstermektedir. Adli yardım bürosunu telefonla arayabilirsiniz ya da talebinizi tutulduğunuz yerdeki makamlara verebileceğiniz bir dilekçeyle iletebilirsiniz. Bazı barolar idari gözetim altında olmayan aile bireylerinizin sizin adınıza yapacakları başvuruları da dikkate almaktadır.

Adli yardım talebinizi baroya iletmenizin ardından baro tarafından bir incelemeye yapılacaktır. Bu inceleme sonucunda adli yardım talebiniz kabul edilebilir ya da reddedilebilir.

Hakkınızda alınan idari gözetim kararına yargı yolunu kullanarak itiraz edebilirsiniz. Mevcut düzenlemelere göre idari gözetim kararına karşı yapılacak itirazları değerlendirmekle sorumlu makam Sulh Ceza Hakimliğidir. Sulh Ceza Hakimliğinin bu başvuruyu beş gün içerisinde değerlendirmesi ve bir sonuca bağlaması esastır. Ancak, uygulamada, bu süre uzayabilmektedir.

Sulh Ceza Hakimliği başvurunuza dair olumlu bir karar verirse serbest bırakılırsınız. Ancak, Türkiye’deki kalış hakkınız ve yerine getirmeniz gereken yükümlülüklerle ilgili İl Göç İdaresi Müdürlüğü’nün ve diğer makamların bilgilendirme ve yönlendirmelerini dikkatle takip etmeniz gerekmektedir. Serbest kaldıktan sonraki yükümlülükleriniz ve takip etmeniz gereken hukuki prosedürlerle ilgili bilgi almak için kurumumuz Mülteci Hakları Merkezi’ne ulaşabilirsiniz.

Sulh Ceza Hakimliği başvurunuzla ilgili olumsuz bir karar verirse, idari gözetim altında kalmaya devam edersiniz. Bu olumsuz karara karşı bir üst mahkemeye itiraz edemezsiniz. Ancak Sulh Ceza Hakimliğinin verdiği kararın olumsuz olması, tekrardan itiraz başvurusunda bulunmanızın önünde bir engel değildir. İdari gözetim şartlarının ortadan kalktığını veya durumunuzda bir değişiklik olduğunu düşünüyorsanız yeniden Sulh Ceza Hâkimliğine başvurabilirsiniz.

İdari gözetim altında tutulan kişilerin dava açmak maksadıyla bulundukları yerden çıkıp adliyeye gitmelerine izin verilememektedir. Bu sebeple, eğer itiraz başvurunuzu kendiniz yapacaksanız, bunu bulunduğunuz idari gözetim yerlerindeki makamlara itiraz dilekçenizi sunarak yapabilirsiniz. Yasalar uyarınca, makamların sunacağınız itiraz dilekçelerini derhâl yetkili Sulh Ceza Hâkimliğine ulaştırması gerekmektedir. İdari gözetim altındayken hukuki desteğe nasıl erişebileceğinize dair detaylı bilgi için ilgili kısımları inceleyebilirsiniz. Ayrıca, kurumumuz Mülteci Hakları Merkezi’nin 0507 218 62 85 numaralı İdari Gözetim Destek Hattı’nı arayarak bilgi alabilirsiniz.

Sınır dışı etme, Türkiye’de bulunan yabancı uyruklu bir kişinin kendi vatandaşı olduğu ülkeye veya seyahat edebileceği bir üçüncü ülkeye gönderilmesi işlemidir. Aşağıda sıralanan kişiler hakkında durumda sınır dışı etme kararı alınır:

  • Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler ya da bu hükümleri ihlale teşebbüs edenler,
  • Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar,
  • Çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler,
  • Türkiye’de bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollardan sağladığı tespit edilenler,
  • Vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler,
  • İkamet izinleri iptal edilenler, ikamet izni bulunup da süresinin sona ermesinden itibaren kabul edilebilir gerekçesi olmadan ikamet izni süresini on günden fazla ihlal edenler,
  • Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturduğu değerlendirilenler,
  • Terör örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlar,
  • Uluslararası koruma başvurusu reddedilen, uluslararası korumadan hariçte tutulan, başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen, başvurusunu geri çeken, başvurusu geri çekilmiş sayılan, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlar.

Sınır dışı etme kararı size veya yasal temsilcinize ya da avukatınıza yazılı olarak tebliğ edilir. Karar size tebliğ edilirken bu kararın sonucu, bu karara karşı nasıl itiraz edebileceğiniz ve itiraz süreleriyle ilgili bir bilgilendirme yapılır. İhtiyaç olması halinde bu bilgilendirme esnasında tercüman desteğinden faydalanabilirsiniz.

Eğer hakkınızda bir sınır dışı etme kararı verilirse, bu karara itiraz etmek için yedi gün içerisinde yetkili idare mahkemesine başvuruda bulunabilirsiniz. Sınır dışı etme kararına süresi içinde itiraz etmeniz durumunda, mahkeme itirazınızı inceleyip bir karar verinceye kadar sınır dışı işlemleriniz yürütülmeyecektir. Bir diğer ifadeyle, sınır dışı etme kararına karşı mahkemeye yapılan itiraz, sınır dışı etme işlemlerini askıya alır ve hakkınızda nihai bir karar verilinceye kadar Türkiye’de kalmaya devam edebilirsiniz.

Sınır dışı etme kararına itiraz ile idari gözetim kararına itiraz birbirlerinden ayrı hukuki işlemlerdir. Sınır dışı etme kararına itiraz etmeniz doğrudan idari gözetimi sonlandırmayacaktır.

İdari gözetim altındayken hukuki desteğe nasıl erişebileceğinize dair detaylı bilgi için ilgili kısımları inceleyebilirsiniz. Ayrıca, kurumumuz Mülteci Hakları Merkezi’nin 0507 218 62 85 numaralı İdari Gözetim Destek Hattı’nı arayarak bilgi alabilirsiniz.

Ülkesindeki savaş veya iç çatışmadan dolayı ya da zulüm görmekten korktuğu için ülkesine geri dönemeyecek durumda olan kişiler Türkiye’de sığınma başvurusunda bulunabilirler. Türkiye yasalarına göre çeşitli sebeplerden ötürü idari gözetim altına alınan kişilerin ve diğer hürriyeti kısıtlanmış kişilerin de sığınma başvurusunda bulunma hakkı vardır.

Uluslararası hukuka göre devletlerin, savaş veya iç çatışma nedeniyle ya da zulüm görmekten korktuğu için ülkesini terk etmiş ve geri gönderilmesi halinde hayatı veya özgürlüğü tehdit altında olacak ya da zulüm görme tehlikesiyle karşılaşacak kişilere hukuki koruma sağlama yükümlülüğü vardır. Yine uluslararası hukuk uyarınca devletler, sığınma talebinde bulunan kişilerin bu başvurularını almak ve belirli kriterleri karşılamaları halinde bu kişilerin ülkelerinde kalmalarına izin vermek zorundadır.

Türkiye’deki mevcut kanunlara göre “uluslararası koruma” terimi sığınmayı ifade etmektedir. Dolayısıyla bu iki kavram aynı kavramı ifade etmek üzere kullanılmaktadır. Ancak Suriye’den gelen Suriye vatandaşları ile Suriye’den gelen mülteciler ve vatansız kişiler, bir başka koruma rejimi olan “geçici koruma” uygulamasına tabidirler.

Irkınız, dininiz, siyasi görüşleriniz, milliyetiniz veya belirli bir toplumsal gruba aidiyetiniz sebebiyle ülkenizde zulme maruz kaldıysanız ya da bu nedenlerden ötürü zulüm görme tehlikesi sebebiyle ülkenizi terk ettiyseniz veya savaş ve iç çatışma gibi ayrım gözetmeyen şiddet olayları nedeniyle ülkenizi terk etmek zorunda kaldıysanız uluslararası korumadan yararlanabilirsiniz. İlaveten, eğer, ülkenize geri dönmeniz durumunda ölüm cezasına çarptırılmanız veya hakkınızda verilmiş olan ölüm cezasının infaz edilmesi ya da işkence veya başka türlü onur kırıcı muamelelere maruz kalma tehlikesi altındaysanız, yine uluslararası korumadan yararlanma talebinde bulunabilirsiniz.

Ülkenize ya da önceden ikamet ettiğiniz ülkeye geri gönderilmeniz halinde herhangi bir zulüm görme korkunuz bulunmuyorsa ya da başka bir ülkede çalışmak ya da eğitim görmek gibi sebeplerle ülkenizden ayrıldıysanız uluslararası korumadan yararlanmanız mümkün değildir. Benzer bir şekilde, ülkenizde ya da önceden ikamet ettiğiniz ülkede işlemiş olduğunuz adi bir suçtan ötürü cezai kovuşturmadan kaçıyor olmanız da size uluslararası korumadan yararlanma hakkı vermez.

Bu hususlara ilaveten, uluslararası hukuk uyarınca bazı kişiler uluslararası koruma kapsamının dışında bırakılmaktadır. İnsanlığa ya da barışa karşı suç işleyen kişiler ile savaş suçu işleyen kişiler uluslararası korumadan yararlanamayacak kişiler arasındadır.

Durumunuz yukarıda sıralanan koşullardan birisine uyuyorsa; fakat ülkenize ya da önceden ikamet ettiğiniz ülkeye geri gönderilmeniz halinde işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacaksanız ya da ölüm cezasına mahkûm olacaksanız veya hakkınızda verilen ölüm cezası infaz edilecekse, Türkiye makamları sizi geri göndermemekle yükümlüdür. Bu durumda bir uluslararası koruma türü olan “ikincil koruma”dan yararlanabilmeniz mümkün olabilir.

Uluslararası korumadan yararlanma kriterleriyle ilgili bilgi almak için kurumumuz Mülteci Hakları Merkezi’nin +90 212 292 48 30 numaralı Mülteci Destek Hattını arayabilirsiniz.

Türkiye’deki yasalar uyarınca idari gözetim altında bulunduğunuz yerdeki birimlerin uluslararası koruma başvurunuzu alma ya da derhâl Göç İdaresi Başkanlığı’na iletme yükümlülükleri vardır.

Eğer daha önce Türkiye’de uluslararası koruma başvurusu yaptıysanız, bu durumu muhakkak tutulmakta olduğunuz yerdeki yetkililerle paylaşınız. İlk kez uluslararası koruma başvurusunda bulunacaksanız, başvurunuzu mümkünse yazılı olarak, değilse sözlü olarak yetkililerle paylaşınız. Başvurunuzda ad-soyad, uyruk ve doğum tarihi gibi temel kişisel bilgilerinizi ve neden ülkenize veya daha önce ikamet ettiğiniz ülkeye geri dönemeyeceğinizi doğru ve eksiksiz bir şekilde paylaşmanız önemlidir.

Mevcut yasal düzenlemeler uyarınca, ilettiğiniz uluslararası koruma başvuru talebiniz yetkili makamlar tarafından derhal işleme koyulacaktır ve size bundan sonraki süreçle ilgili bir bilgilendirme yapılacaktır. Uluslararası koruma başvurunuzun alınması doğrudan idari gözetimi sonlandırmamaktadır. 

Yaptığınız uluslararası koruma başvurusu işleme alındıktan sonra sizinle başvurunuza temel oluşturan gerekçeleri anlatacağınız bir mülakat yapılacaktır. Bu mülakat ışığında başvurunuz değerlendirilerek bir karar verilecektir.

Türkiye’de uluslararası koruma başvuruları iki usulde değerlendirilmektedir. Bunlar “normal usul” ve “hızlandırılmış usul” olarak adlandırılır. Her iki usulde de uluslararası koruma başvurusu talepleri alınmakta, başvurucularla bir mülakat gerçekleştirilmekte ve bunun sonunca bir değerlendirme yapılarak başvuruya dair bir karar verilmektedir. İdari gözetim altındaki kişilerin yaptıkları uluslararası koruma başvuruları genellikle hızlandırılmış usulde değerlendirilmektedir.

Hızlandırılmış usulde yapılan değerlendirmede, sizinle başvuru tarihinizden itibaren en geç üç gün içinde kişisel bir mülakat yapılacaktır. Bu mülakat esnasında ülkenizi terk etme nedenlerinizi ve hangi sebeplerden ötürü geri dönmekten korktuğunuzu ayrıntılarıyla açıklamanızı tavsiye ederiz. Benzer bir biçimde, yanınızda durumunuzla ilgili belgeleriniz varsa, bu belgeleri de yetkililerle paylaşmanız önemlidir.

Bu mülakattan sonra en geç beş gün içinde yaptığınız uluslararası koruma başvurusu hakkında karar verilmesi öngörülmektedir. Yapılan bu değerlendirme neticesinde başvurunuz hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilebileceği gibi, başvurunuzun hızlandırılmış değerlendirmeden çıkartılarak normal usulle değerlendirilmesine de karar verilebilir.

Uluslararası koruma başvurunuzun alınması serbest bırakılacağınız anlamına gelmemektedir. Yetkili makamlar yaptıkları değerlendirme neticesinde serbest bırakılmanıza, idari gözetime alternatif tedbirler uygulanmasına veya idari gözetimin devamına karar verebilirler.

Yetkili makamların kimlik ya da vatandaşlık bilgilerinizin doğruluğuyla ilgili ciddi şüpheleri varsa bu bilgileri tespit etmek amacıyla idari gözetiminizin devamına karar verebilirler. Benzer bir biçimde kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından ciddi tehlike oluşturduğuna kanaat getirilen kişiler ile idari gözetim altına alınmaması durumunda başvurusuna temel oluşturan unsurların belirlenemeyecek olduğu değerlendirilenler hakkında da idari gözetim uygulamasının devam ettirilmesine karar verilebilir.

Uluslararası koruma başvurunuz hakkında olumsuz karar verilmesi, başvurunuzun reddedildiği anlamına gelir. Öncelikle bu kararın tarafınıza ya da yasal temsilcinize veya varsa avukatınıza tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu karara karşı itiraz edebilirsiniz.

İdari gözetim altındaki kişilerin uluslararası koruma başvurularına ilişkin değerlendirmeler ağırlıkla hızlandırılmış usul çerçevesinde yapıldığı için, olumsuz karara itiraz edebilmeniz için esas yol yargı yoludur. Kararın tarafınıza tebliğ edilmesinden itibaren en geç on beş gün içinde sizin ya da yasal temsilcinizin veya varsa avukatınızın olumsuz karara karşı idare mahkemesine itirazda bulunmanız gerekmektedir.

İdari gözetim altındayken hukuki desteğe nasıl erişebileceğinize dair detaylı bilgi için ilgili kısımları inceleyebilirsiniz. Ayrıca, kurumumuz Mülteci Hakları Merkezi’nin 0507 218 62 85 numaralı İdari Gözetim Destek Hattı’nı arayarak bilgi alabilirsiniz.

Eğer başvurunuzun incelenmesi sırasında aşağıdaki değerlendirmelerden biri yapılırsa, yetkili makamlar başvurunuzun “kabul edilemez” olduğuna karar verebilir:

  • Türkiye’ye doğrudan savaş veya zulüm sebebiyle terk etmek zorunda kaldığınız kendi menşe ülkenizden değil, sizin için güvenli sayılabilecek başka bir ülkeden geldiğiniz değerlendirilirse,
  • Türkiye’de daha önce yaptığınız uluslararası koruma başvurunuzla ilgili verilen olumsuz karara ilişkin itiraz yollarını tükettikten sonra yeniden uluslararası koruma talebinde bulunup, bu yeni başvurunuzda daha önce reddedilen başvurunuzdaki gerekçeleri aynen yinelediyseniz,
  • Daha önce durumunuzun beraberinde geldiğiniz aile bireyinizin uluslararası koruma başvuru dosyası içinde değerlendirilmesine onay verdikten (yani, sizin adınıza başvuru yapan aile üyenizin paylaştığından ayrıca bireysel bir başvuru sebebiniz olmadığını belirttikten) sonra, bu aile bireylerinizin başvurusu değerlendirme aşamasındayken ya da reddedildikten sonra kendi adınıza ayrı bir başvuru yapmak istediğiniz, ancak sizin durumunuzu aile bireyinizin durumundan ayıran farklı ve yeni hiçbir gerekçe sunmadığınız değerlendirilirse.

Yetkili makamlar başvurunuzun kabul edilemez olduğuna karar verirse, başvurunuzla ilgili başka bir değerlendirme yapmayacak ve uluslararası koruma dosyanızla ilgili incelemeyi durduracaktır.

Eğer yetkili makamlar sizin güvenli sayılabilecek başka bir ülkeden geldiğinizi değerlendirmişse, sizin Türkiye yerine o ülkenin korumasından yararlanabileceğinize hükmetmiş olur. Bu durumda, sizi o ülkeye geri göndermek için o ülke makamlarına talepte bulunulacaktır. Bu talebe olumlu bir cevap alınırsa, o ülkeye geri gönderilmeniz sağlanacaktır. İlgili işlemler devam ederken Türkiye’de yasal olarak kalmaya devam edebilirsiniz, ancak uluslararası koruma başvuru sahibi olarak değerlendirilmeyecek ve dolayısıyla başvuru sahiplerine sağlanan hak ve hizmetlerden yararlanmanız mümkün olmayacaktır. Eğer sizin için güvenli olacağı değerlendirilen ülke sizi yeniden kabul etmeyi reddederse, o zaman Türkiye’deki uluslararası koruma başvurunuz yeniden işleme alınacak ve başvurunuza ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilecektir.

Diğer yandan, eğer yukarıda belirtildiği gibi, durumunuzla ilgili yeni ve farklı gerekçeler öne sürmeden yeni bir uluslararası koruma başvurusu yaptığınız için başvurunuz kabul edilemez sayıldıysa, bu karara itiraz etmemeniz halinde hakkınızda bir sınır dışı etme kararı alınacaktır.

Hakkınızda verilen kabul edilemez başvuru kararı gerekçeleriyle birlikte size ve varsa avukatınıza veya yasal temsilcinize yazılı olarak tebliğ edilir. Karar size tebliğ edilirken bu kararın sonucu, bu karara karşı nasıl itiraz edebileceğiniz ve itiraz süreleriyle ilgili bir bilgilendirme yapılır.

Bu karara karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde yetkili idare mahkemesine itirazda bulunabilirsiniz. Mahkemenin itirazınızla ilgili on beş gün içinde bir karar vermesi gerekir. İdare mahkemesinin itirazınızla ilgili verdiği karar olumsuz olursa, başvuruda bulunabileceğiniz bir üst mahkeme yoktur. Bu durumda başvurunuzun kabul edilemez olduğuna dair karar kesinleşmiş olur. Yetkili makamlar güvenli sayılan başka bir ülkeye geri gönderilebileceğinizi değerlendirmişse, bunun için gerekli işlemleri başlatır. Durumunuzla ilgili farklı bir gerekçe öne sürmeden aynı başvuruyu tekrarlamanız nedeniyle kabul edilemez başvuru kararı alındıysa, hakkınızda bir sınır dışı etme kararı alınır.

Suriye’den gelen Suriye vatandaşları ile mülteci ve vatansız kişiler, bir koruma rejimi olan “geçici koruma” uygulamasına tabidirler. Geçici koruma uygulaması uyarınca, Suriye’de devam eden çatışmalardan ötürü Suriye’den gelen kişiler Suriye’ye sınır dışı edilmemelidirler.

Ancak, “geçici koruma” uygulamasına tabi olup da Türkiye’ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal edenler ile kamu güvenliği ve kamu düzeni için ciddi bir tehdit oluşturduğu değerlendirilen kişiler idari gözetim altına alınabilmektedir.

İdari gözetim kararı en fazla otuz gün için alınabilir. Her ay yapılan değerlendirmeler neticesinde bu otuz günlük süre uzatılabilir. Hakkınızda alınmış bir sınır dışı kararına istinaden idari gözetim altında tutuluyorsanız, bu süre toplamda altı ayı geçemez. Ancak sınır dışı etme işleminin iş birliği yapmadığınız veya ülkenizle ilgili doğru bilgi ve belgeleri paylaşmadığınızdan ötürü gerçekleştirilemediği değerlendirilirse, bu altı aylık süre en fazla altı ay daha uzatılabilir. Bir diğer ifadeyle, sınır dışı etme amacıyla en fazla on iki ay idari gözetim altında tutulabilirsiniz. 

İstisnai olarak uluslararası koruma başvurusunda bulunan kişiler de bazı durumlarsa idari gözetim altına alınabilirler. Eğer yaptığınız uluslararası koruma başvurusuna istinaden idari gözetim altına alındıysanız, bu süre otuz günü geçemez.

Yetkili makamlarla Türkçe veya başka bir ortak dilde anlaşmanız mümkün değilse, vatandaşı olduğunuz ülkenin dilinde ya da anlayabileceğiniz bir diğer dilde tercüman talep etme hakkınız bulunmaktadır. Yetkililerin size sağlayacağı tercüman için sizden herhangi bir ücret talep edilmeyecektir. Gerek sözlü gerekse yazılı olarak tarafınıza yapılan her türlü bildirimde dil engelinden dolayı zorluk çekiyorsanız bu durumu gecikmeksizin yetkili makamlarla paylaşmanız önemlidir.

Ayrıca, tarafınıza yapılacak sözlü ya da yazılı bildirimleri anlamanızı zorlaştıracak görme, duyma, kavrama ya da benzeri bedensel ya da zihinsel bir engeliniz varsa, yetkili makamlardan ihtiyaçlarınıza cevap verecek şekilde hareket etmelerini, gerektiğinde size bir tercüman sağlamalarını talep etme hakkınız bulunmaktadır.

Hakkınızda alınan idari gözetim kararı çok farklı sebeplerle kaldırılmış olabilir. Hangi sebeple salıverildiğiniz, Türkiye’de ne kadar süreyle ve nasıl bir kalış hakkına sahip olduğunuz ve bundan sonraki yükümlülüklerinize dair geri gönderme merkezindeki yetkililer size yazılı bir bilgilendirmede bulunmalıdırlar. Yetkili makamlar tarafından size tebliğ edilen belgeyi çok iyi anlamanız yararınıza olacaktır. Serbest kaldıktan sonraki yükümlülükleriniz ve takip etmeniz gereken hukuki prosedürlerle ilgili bilgi almak için kurumumuz Mülteci Hakları Merkezi’ne ulaşabilir veya bulunduğunuz ildeki sivil toplum kuruluşlarına başvurabilirsiniz.

Eğer hakkınızdaki sınır dışı işleminin yürütülmesi esnasında idari gözetim altına alınmanız gerekli görülmediyse ya da idari gözetim altındayken yapılan aylık değerlendirmede idari gözetimin devamında zaruret görülmediyse serbest bırakılırsınız. Ancak yetkili makamlar sizden bazı yükümlülükleri yerine getirmenizi isteyebilirler. İdari gözetim altında tutulmak yerine uymanız istenen bu kurallara idari gözetime alternatif yükümlülükler denir.

İdari gözetime alternatif pek çok yükümlülük vardır. Ancak bunlardan en yaygın olarak kullanılanları idari gözetiminiz sonlandırıldıktan sonra yönlendirildiğiniz şehirde ikamet etmek, ikamet ettiğiniz yerin adres bilgisini makamlarla paylaşmak ve sizden istenen günlerde İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne düzenli olarak giderek bildirimde bulunmaktır.

Hakkınızda alınan idari gözetime alternatif yükümlülüklere ilişkin karar size ve varsa avukatınıza veya yasal temsilcinize yazılı olarak tebliğ edilir. Bu tebliğ esnasında size kararın sonucu, bu karara karşı nasıl itiraz edebileceğiniz ve itiraz süreleriyle ilgili bir bilgilendirme yapılır. İdari gözetime alternatif yükümlülükleri en fazla yirmi dört ay boyunca yerine getirmeniz istenebilir.

Yerine getirmeniz beklenen idari gözetime alternatif yükümlülüklere uymamanız durumunda hakkınızda tekrardan bir idari gözetim kararı alınabilir.

Türkiye’ye aile üyeleri olmadan gelmiş ya da sonradan aile üyelerinden ayrı düşmüş 18 yaşını doldurmamış herkes “refakatsiz çocuk” olarak tanımlanır. Refakatsiz çocuklar idari gözetim altına alınmazlar.

Refakatsiz çocuk olmanıza rağmen idari gözetim altına alındıysanız, yetkililer yaşınıza dair yanlış bir bilgiye sahip olabilirler. Böyle bir durumda gerçek yaşınızı vakit kaybetmeden geri gönderme merkezi yetkilileriyle paylaşmalısınız. Yanınızda doğum tarihinizi ya da yaşınızı gösteren kimlik veya belge bulunmaması durumunda, yetkililer hakkınızda yaş tespiti işlemi yapılmasını talep edebilirler. Yaş tespiti ile ilgili daha fazla bilgi almak için Mülteci Hakları Merkezi’ne ulaşabilirsiniz.

İdari gözetim altında tutulan kişilerin acil ve temel sağlık hizmetlerinden yararlanma hakları vardır. Acil sağlık sorunu yaşıyorsanız, yetkililer durumunuzu derhal bulunduğunuz yerdeki sağlık görevlilerine veya en yakın sağlık kuruluşuna bildirmekle yükümlüdürler.

Türkiye’deki yasal düzenlemeler uyarınca, refakatsiz çocuklar, engelli bireyler, yaşlılar, hamile kadınlar, beraberinde çocuğu olan yalnız anne ya da babalar veya işkence, cinsel saldırı ya da diğer ciddi psikolojik, bedensel ya da cinsel şiddete maruz kalmış̧ kişiler “özel ihtiyaç sahibi” olarak değerlendirilmektedir. Eğer böyle bir durumunuz veya başka bir hassas durumunuz varsa bunu gecikmeksizin yetkililerle paylaşmanızı tavsiye ederiz.

Özel ihtiyaç sahibi durumundaki kişiler için ek bazı düzenlemeler yapılabilmektedir. Öreğin, mevcut yasalar gereği, refakatsiz çocuklar idari gözetime alınmamaktadırlar. Diğer özel ihtiyaç sahipleri için ise bireysel durum gözetilerek değerlendirme yapılabilir. Hassas durumunuz dikkate alınarak idari gözetimin gerekli olup olmadığı ya da tutulmakta olduğunuz yerin koşullarının özel ihtiyacınıza uygun olup olmadığı bireysel durumunuz göz önüne alınarak değerlendirilecektir. Bu sebeple, özel ve hassas durumunuzu yetkililere iletmeniz çok büyük önem taşımaktadır.

Ayrıca, herhangi bir şekilde işkence, cinsel saldırı ya da diğer ciddi psikolojik, bedensel ya da cinsel şiddete maruz kaldıysanız, bu hususları gecikmeksizin yetkililerle paylaşmanızı tavsiye etmekteyiz. Maruz kalmış olduğunuz şiddeti paylaşma konusunda tereddüt etmeniz anlaşılabilir bir durumdur. Yetkili makamlara, kurumda görevli psikolog ya da sosyal çalışmacıyla görüşmek istediğinizi belirtebilirsiniz. Türkiye kanunları uyarınca tarafınıza, bu tür fiillerin neden olduğu zararları giderecek yeterli tedavi imkânının sağlanması esastır.

İdari gözetim altında olan kişilerin yakınlarına erişebilme ve ziyaretçi kabul edebilme hakları vardır. Ancak yakınlarınızın ya da ziyaretçilerinizin sizinle görüşebilmeleri için, kendilerinden aranızdaki akrabalık ya da yakınlık bağını ispatlayan bir kimlik belgesi göstermeleri talep edilebilir.

İdari gözetim altındayken avukatınızla görüşme hakkınız da bulunmaktadır. Buna ilaveten notere ve arzu ettiğiniz takdirde vatandaşı olduğunuz ülkenin konsolosluk yetkililerine veya Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği görevlisine ulaşma hakkınız vardır.

Geldiğiniz ya da daha önce yasal olarak ikamet ettiğiniz ülkeye gönüllü olarak geri dönmeyi arzu ediyorsanız, bu isteğinizi yetkili makamlarla paylaşabilirsiniz. Bu karar oldukça önemli bir karar olacağından, bu talebinizin sizin için yaratabileceği olası sonuçları ayrıntılı bir biçimde değerlendirdikten sonra kararınızı vermenizi tavsiye etmekteyiz.

Gönüllü geri dönüş talebinde bulunmanız doğrudan idari gözetimin sona ereceği anlamına gelmez. Bu talepte bulunmanız sonucunda idari gözetim sona erebilir, idari gözetime alternatif tedbirler uygulanması kararı alınabilir veya idari gözetim altında tutulmaya devam edilebilirsiniz.

Gönüllü geri dönüş için yapılacak seyahat ve benzeri harcamaların kişilerin kendi karşılamaları beklenmektedir. Bu masrafları karşılayamıyorsanız, imkanlar dahilinde tarafınıza ayni ya da nakdi destek sağlanabilir. Ancak bu türden bir desteğin sağlanmasının belli bir süre alabileceğini ve bu süre zarfında idari gözetim altında tutulmaya devam edebileceğinizi göz önünde bulundurmanız gerekmektedir.

Eğer yanınızda seyahat edebilmenize imkan sağlayacak geçerli bir belge yoksa, bu belgelerin düzenlenmesi gerekecektir. Bu işlemlerin tamamlanması belli bir süre alabilmektedir.

Mülteci Hakları Merkezi, Türkiye’de koruma arayan kişilere bilgilendirme ve destek hizmetleri sağlamaktadır. Türkiye’deki koruma mekanizmalarına ve temel hak ve güvencelere erişimle ilgili sorularınız için bize hafta içi saat 10.00 ve 17.00 arasında +90 212 292 48 30 numaralı telefon hattından ulaşabilirsiniz.

Mülteci Hakları Merkezi bağımsız bir sivil toplum kuruluşudur. Türkiye makamları ya da Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile ortak değildir. Ancak kişilerin haklarının korunması ve bu haklara erişimlerinin sağlanması için devlet makamlarıyla ve BMMYK ile iletişim kurmakta ve iş birliği yapmaktadır.

Mülteci Hakları Merkezi’nin sağladığı tüm hizmetler tamamen ücretsizdir. Sağladığımız hizmetler karşılığında sizden herhangi bir ücret ya da maddi karşılık talep eden kişileri gecikmeksizin bize bildirmenizi rica ediyoruz. Bu konudaki bilgilendirmeniz tamamen gizli tutulacaktır.

Mülteci Hakları Merkezi, destek sağladığı kişilerin bilgi ve belgelerin gizliliğini korumakta ve kendilerinin rızası olmaksızın bu bilgi ya da belgeleri hiçbir şekilde üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmamaktadır.

Türkiye’nin neresinde olursanız olun, hak ve yükümlülükleriniz konusun-da her türlü sorunuz ve Türkiye sığınma prosedüründe karşılaştığınız sorunlarla ilgili ücretsiz hizmetlerimizden faydalanmak için hafta içi her gün 10.00-17.00 saatleri arasında bize ulaşabilirsiniz.

Bu internet sitesi çerez kullanmaktadır. Devam ederseniz çerezleri kabul ettiğiniz varsayılacaktır.”